Welcome

Kurumsal Yazılım 2007’nin Ardından…

Geçen hafta TBD tarafından Bahçeşehir Üniversitesi’nde düzenlenen 3 günlük Kurumsal Yazılım 2007 kongresine katıldım. Bu çalışmanın ardından organizasyon, sunumlar ve genel olarak dikkatimi çeken diğer noktalarla ilgili kısa yorumlarda bulunmak istiyorum.

Kongredeki konuların tercihinde çok seçici olunmadığı organizasyon tarafından da dile getirilen bir husustu. Başlığının bir yerine kurumsal ifadesi eklenerek hazırlanmış çalışmalar programda yer almıştı. Bu yönüyle kongre katılımcılarına değişik bilişim konularından hazırlanmış bir demet sunuyordu demek daha yerinde olur.

İlk günkü açılış konuşmaları sırasında kendimi bir an için yaygın biçimde yazılım ihraç eden, teknoloji ve bilgi üretiminde ve bunların topluma yayılmasında Almanya’dan da Fransa’dan da daha ileride bir bilişim topluluğunun üyesi zanneder oldum. Ulusalcılık rüzgarı kongrenin salonlarına kadar girmiş, yelkenlerimizi şişirmişti ki çok geçmeden TÜBİSAD başkanı Tuğrul Tekbulut’un kibarca çimdiklemesi ile kendimize geldik. Tekbulut’un, sektörümüzün sürekli müşteri odaklı çalışarak özlenen uluslararası açılımları yapamayacığı, bunun yerine geleceğin anahtar teknolojilerinin üzerine yoğunlaşmış ürün odaklı organizasyonların desteklenmesi fikrine katıldığımı belirtmeliyim. Sonuçta müşteri odaklı çalışan yazılım endüstrisi ekseriyette evrak takip, yönetim, faturalama, ofis otomasyonu gibi birbirine benzer sınırlı alanlarda çalışmakta ve gelecekte ciddi değer yaratacak yeni konularla uzun soluklu bir çalışma sürecine girememektedir. Bunun sonucunda da vitrinde ne kadar alımlı dursa da ancak yükte ağır pahada hafif işler çıkartabilmektedir.

Kongrenin üç günlük süresi boyunca pek çok sunuma dinleyici olarak katıldım. Bu sunumlardan ancak bir kaçını vasatın üzerine çıkmış gördüm. Bunlardan biri Trend-Tech’den Savaş Şakar’ın Proje Yönetim Sanatı, bir diğeri de Türkcell’den Deniz Tunçalp’in Mobil İmza ile ilgili sunumuydu. Savaş Şakar proje yönetiminin insan ilişkileri ve ekip iletişimi boyutlarına yönelen hoş ve eğlendirici bir sunum yaptı. Türkcell’in mobil imza ile ilgili sunumu ise bence kongredeki teknik içerik açısından en dikkate değer çalışma idi. Deniz Tunçalp’in sunumunu da başarılı bulduğumu belirtmeliyim. Türkcell’in elektronik imzayı SIM kartın içerisinde taşıma fikri ve bankaların internet şubelerindeki işlemlerde bu elektronik imzaları kullanmaları bence elektronik imzanın ülke genelinde yaygınlaşmasını sağlamak açısından önemli bir adım olacak gibi gözüküyor. Yinede bu inovasyonun bir olumsuz yanına takıldım. Türkcell elektronik imzanın private key bölümünü SIM kart içerisinde üretiyor. Yani mevcut bir elektronik imzanın Türkcell altyapısı içerisinde kullanılmasına en azından şu an için olanak tanımıyor. Bu tercih kullanıcılar açısından hukuki açıdan geçerli birden fazla elektronik imzanın oluşmasına, bu da tek bir sayısal kimliğe sahip olamamanın getirdiği kimlik yönetim problemlerinin sürmesine neden olabilir.

Katıldığım bu sunumlardaki gözlediğim en olumsuz nokta sunum hazırlama konusunda oldukça başarısız olduğumuzdur. Yarısı Türkçe’ye çevrilmiş, yarısı İngilizce bırakılmış sunumlar, “bu benim sunumum değil, burada şöyle bir projeden bahsedilmiş” gibi garip ifadeler. Onlarca satırlık, hiç okunamaz büyüklükte slaytlar, bir yerlerden copy-paste yapıldığı belli resimler, bütün sunumu sadece notları okuyarak gerçekleştiren konuşmacılar… Bizler katılımcı olarak bir saatimizi ayırıp çalışmayı dinlemeye gayret ediyoruz, sunumları hazırlayan konuşmacılar da birkaç saatlerini, veya birkaç günlerini ayırıp, çalışmalarını daha kolay ve hızlı anlaşılacak biçimde dinleyicilere aktaracak bir hazırlık yapmaktan imtina etmemeliler. “Bu sunum internete konulacak, oradan indirip daha ayrıntılı inceleyebilirsiniz, biraz daha odaklanılırsa aslında anlaşılması hiç zor değil bakın…” şeklinde ifadeler hiç de profesyonel değildi ve sunum için gerekli özenin gösterilmediğinin itirafları idiler. Ders çalışır gibi sunumları internetten indirip üzerlerinde tekrardan saatler harcamak yerine, bunlar ekstra bir efor sarf etmeden oturum içerisinde kendiliğinden algılanıp, rahatlıkla anlaşılacak biçimde hazırlansalar çok daha iyi olmaz mı?

Kongrenin son gününde de sunumlarda yerimi erkenden aldım. Ancak Java ve .NET ile ilgili sıradan sunumlardan (herşey bu sürümle çok daha kolay ve hızlı oldu, bakın bir önceki sürümde kaç satırdı, bu sürümde kaç satır vs.) sonra baktım ki dışarıda çok güzel, güneşli bir hava var, son sunumlara katılmak yerine biraz Beşiktaş sahilinde gezinmek ve balık tutanları seyretmek çok daha cazip geldi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.