İnternet’te Psikoterapi
İnternet’i gerçek yaşamdan farklı kılan en temel özelliklerinden birisi de kullanıcılarının kimliklerini gizleyebilmesidir. Bunun yanında İnternet özünde kullanıcıların, aksi bir durum söz konusu olmadığı takdirde, ilan ettikleri kimliğe sahip olduklarını kabul eden bir prensip üzerinde inşa edilmiştir.
Daha başka bir ifade ile İnternet kullanıcıları sanal alemde gerçek hayattaki kimliklerini ilan etmeden tamamen anonim biçimde hareket edebilirler, kimliklerini ilan etmeleri gerektiğinde ise belirttikleri kimliğin doğruluğu kendi insiyatiflerindedir.
Her teknolojik yenilikte olduğu gibi bu altyapı da zaman içerisinde, başında ön görülemeyen biçimlerde kullanılmaya ve tahmin edilemeyen sonuçlar doğrumaya başlamıştır. Bugünün her İnternet kullanıcısı kendi gerçek kimliğinin dışında birden fazla kimliğe de sahip olabilir. Örneğin, ben gerçek dünya ile iletişimimde asıl kimliğimi (ksevindik@gmail.com) kullanırken, siyasi tartışmalar içeren bir forumda tamamen farklı bir kullanıcı profiline (kavgaci@hotmail.com) sahip olabilirim, benzer biçimde farklı heyecanlar yaşamak istediğim sitelerde ise çok daha farklı bir kullanıcı profili (yakisikli@yahoo.com) oluşturabilirim. Her bir sanal ortamda da bu profillere uygun davranışları sergileyebilirim.
Sosyolojik ve psikolojik araştırmalar insanların anonim ortamlarda, kimliklerini gizledikleri durumlarda kendilerini daha az kısıtlanmış hissettiklerini, çok daha rahat hareket edebildiklerini ortaya koyuyor. Sanal alem de bize gerçek kimliğimizi gizleyebilmek için bu tür olanakları bolca sunduğundan, sonuç olarak insanlar kimliklerini gizleyebildikleri, fiziksel olarak bağlantısız oldukları bu ortamda çok daha uçlarda hareket edebiliyorlar.
Günlük hayatta toplum içinde arzu ettiği kimliğe sahip olamayanlar geceleri sanal alemde bilinç altındaki kimlikleri dışarı çıkarabiliyorlar. Kimlikler, cinsiyetler birbirine karışıyor, bir kişi aynı anda hem kadın hem erkek, hem sağcı hem de solcu olabiliyor.
İşte bu noktada, uzmanlara göre İnternet kendimizi baştan aşağı pisikolojik olarak tahlil etmek için çok uygun bir ortam sunuyor. Normal hayatta dışarı vuramadığımız, bastırılmış, farkında olunmayan kişiliğimizin, karakterimizin İnternet ortamında dışa vurumu psikolojik olarak sağaltıcı bir role sahip olabilir.
Örneğin son zamanlarda sanal alemde sık sık karşılaştığımız bir kavramdır “avatar”. “Kendi avatarını yarat!” gibi sloganlar pek çok sitede karşımıza çıkıyor. Avatar, bir kişinin sanal alemde, kişiliğinin bir yönünü dışa vurma, diğer kullanıcılara bunu ilan etme aracı olarak tanımlanabilir. Kısacası insanlar sanal alemde kendileri ile örtüşen bir karakter yaratıp, o karakter ile kendilerini ifade ediyorlar.
Psikoterapistlere göre sanal alemde oluşturulan bu karakterler üzerinden hareket ederek çeşitli senaryolar dahilinde bireylerin sağlıklı veya problemli yönlerinin araştırılması pekala mümkün olabilir. Terapistlerinde doğrudan rol alabileceği bu sanal dünyalarda hastaların kişiliklerinin gizli kalmış, bastırılmış yönlerini tespit etmek, detaylı biçimde irdelemek, bunlardan istenilenlerin gerçek hayata taşınmasına yardımcı olmak ihtimal dahilindedir. Tabi burada dikkat edilmesi gereken önemli bir husus bu avatarlara hayat vermenin kendi başına bir hedef olmamasıdır. Aksi takdirde hastaların daha olgunlaşmış bir kişilik ile günlük yaşama entegre olmalarının yerine onların tamamen kurgu bir dünyaya mahkum olmalarıda mümkündür.
Not: Bu yazı ilk olarak 26 Ekim 2009 tarihinde www.skyturk.net haber sitesinde yayımlanmıştır.